Uranyen Astroloji Tarihçesi
Uranyen Astroloji Tarihçesi
Uranyen Astroloji Tarihçesi: 20. yüzyılın başında Almanya’da ortaya çıkan, matematiksel prensipler ve simetri kurallarına dayalı ileri seviye bir astroloji sistemidir. Bu ekolün temelleri, Hamburg doğumlu astrolog Alfred Witte (1878–1941) tarafından atılmıştır.
Witte, klasik gezegenlerle yapılan yorumların bazı olayları açıklamada yetersiz kaldığını fark etti. Özellikle I. Dünya Savaşı sırasında cephedeki askerlerin doğum haritalarını analiz ederken, kaderdeki kritik olayların klasik yöntemlerle görülemediğini gözlemledi. Bunun üzerine Witte, daha matematiksel bir yöntem geliştirmeye yöneldi.
Hamburg Okulu ve Sistemleşme
1920’li yıllarda Witte’nin etrafında toplanan bir grup astrolog, yeni tekniği sistemleştirdi. Bu oluşum daha sonra Hamburg Okulu (Hamburg School of Astrology) adıyla bilindi. Bu ekolün en önemli katkısı, astrolojide orta noktaların (midpoints) ve simetri prensiplerinin sistematik şekilde kullanılması oldu.
Transneptünyen Gezegenler (TNP’ler)
Witte, gözlemlenebilir gezegenlerin ötesinde bazı varsayımsal noktaların etkili olduğunu düşünerek ilk dört Transneptünyen’i tanımladı:
-
Cupido
-
Hades
-
Zeus
-
Kronos
Daha sonra öğrencisi Friedrich Sieggrün, bu sistemi genişletti ve dört ek TNP tanımladı:
-
Apollon
-
Admetos
-
Vulcanus
-
Poseidon
Böylece toplam sekiz Transneptünyen (TNP) astrolojik sistemin parçası oldu.
II. Dünya Savaşı ve Zorluklar
II. Dünya Savaşı sırasında Witte, Nazi rejiminin baskısı altında kaldı. Astrolojiye karşı yürütülen yasaklar nedeniyle eserleri toplatıldı, Hamburg Okulu dağıtılmaya çalışıldı. Witte ağır baskılar nedeniyle 1941’de hayatına son verdi. Buna rağmen öğrencileri, özellikle Friedrich Sieggrün ve daha sonra Ludwig Rudolph, Uranyen Astrolojiyi devam ettirdi.
Günümüze Gelişi
Savaş sonrası dönemde Hamburg Okulu’nun çalışmaları gizli saklı yürütüldü. 1950’lerden itibaren Avrupa ve Amerika’da yayılan bu ekol, özellikle Uranian Astrology adıyla İngilizce kaynaklara girdi. Günümüzde Uranyen Astroloji;
-
Orta nokta analizleri,
-
TNP kullanımı,
-
Matematiksel simetri prensipleri,
-
Asteroidlerin sisteme dahil edilmesi,
ile birlikte astrolojinin en teknik ve ileri seviye yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir.